Can sıkıntısı yeni dünyanın önemli problemlerinden biri belki de birincisidir. İnsanlığın Covid-19 dolayısıyla özgürlüklerinden alıkonularak yaşadığı bu hayat şartları için Dünya Sağlık örgütü ''ikinci dünya savaşından daha travmatik bir durum'' tespiti yaptı. Bu travmanın en önemli nedeni canı sıkılan insan psikolojisidir. Yapılan bir ankette insanlara pandemi boyunca hayatlarını en çok zora sokan şeyin ne olduğu sorulduğunda birinci sırada özgürlük, ikinci sırada can sıkıntısı olduğunu söylediler. Can sıkıntısını asla küçümsemeyin, uzun süreli olduğunda depresyona sebeb olabilecek sonuçlar verir.
İnsanların eskiden telefonsuz, televizyonsuz,internetsiz. hatta elektriksiz nasıl vakit geçirdiklerini düşündüğümde çoğu zaman akla yatkın cevaplar bulamam. İlk akla gelen, yaşam mücadelelerini insanların sıkılmaları için zaman bırakmadığı düşüncesi olsada bana pek kabul edilebilir görünmez. Tam tersine eskiden insanların şimdiye göre çok daha fazla boş vakitleri vardı. En azından akşam karanlığında yapılabilecek çok fazla şey olmasa gerekti.
Peki ya hapishanede yaşam için gerekli olan ihtiyaçlar dışında her şeyden mahrum insanlar yıllarca can sıkıntısından nasıl patlamıyorlar? Bahçede volta atanlar aklıma gelir. Bunun dışında akşama kadar hiçbir şey yapmadan gün nasıl geçer? Yatağa mahkum hastaların durumu da pek farklı değil. Görüp de yapamamak belki de insanı daha fazla sıkar. Üstelik başkalarına verilen yük düşünüldüğünde ızdırap iki kat artar.
Asıl üzerinde durmak istediğim şey, ''Can sıkıntısının modernite ile olan ilişkisi nedir?'' Önce ''Canı sıkılmak'' derken ne anlıyoruz, önce bunu açıklığa kavuşturmam gerek. Çünkü Türkçede bu terimi kullanarak başka anlamlar yüklediğimiz durumlar var. Örneğin, ''Şu adam canımı çok sıkıyor,'' cümlesindeki ruh haliyle ''Canım sıkılıyor,'' cümlesindeki ruh hali çok farklıdır. İlk cümle birine kızgınlık ifade eder. Diğeri ise içine düştüğümüz boşluğu ifade eder. Peki, ''Canım çok sıkkın,'' derken ruh durumumuz nasıldır? Daha çok üzüntülü olduğumuz durumlarda kullandığımız ''Canım sıkkın,'' lafını bildiğimiz can sıkıntısından ayıran önemli farklar vardır. Benim ele almak istediğim birşey yapmamak ya da içinden gelmemek hali olan ''canı sıkılmak'' olacak. Canın sıkılma durumunu açıklamaya çalışan birçok düşünür olmuş. Bunlardan en akla yatkın olanı, yapabileceksen hiçbir şey yapmak istememe halidir.
Can sıkıntısı durumu temelde yapacak birşey olmamasından çok yapılabilecek hiçbir şeyi değerli bulmamaktan ileri gelir. Yani çoğu durumda can sıkıntısını insan kendi kendine yaratır. Çağımız insanı ve modern toplum düzeni insanın hayatını sorgulamasından kaçınmak için yeni heyecanlar yeni amaçlar edindirdi ve günümüz insanına adeta dayattığı tüketim toplumu bu heyecanlardan biridir. Yeni dünya düzeni insanları boynuna yem bağlanan at gibi koşturmak için teknolojiyi kullanır. Yeni model ıphone heyecanla beklenir.